Daha önce yazdığım şuuuu ve buuuu yazıların devamıdır.
Aslında geniş bir zamanda uzun uzun yazmak isterdim Berta Hanım'la görüşmemi ama yarından sonra tatile çıkıyoruz (bekle bizi ege deniziii) ve Poyraz'ı blogda da temize çıkarmadan gitmek istemiyorum. :)
Berta Hanım'la önce ben tek başıma gittim görüşmeye. Elimde notlarla. Poyraz
- çok erken ve düzgün konuşmaya başlamış
- insanları seven, ben ve babasından başka da hayatında çok iyi tanıdığı, sevdiği ve özlediği insanlar olan
- parklarda, cafelerde insanların yanına gidip kendince sataşan
- çocukların yanına giden
- derdini illa ki anlatan ve bizim dediklerimizi anlayan
- kreşe başlayan ve orada çok mutlu olan
- zaman zaman espri yapan (mahallede adı elisas olan bir arkadaşına elias biraz deyip gülüyordu veya efe'ye efege diyordu)
bir çocuk. Ama aynı zamanda
- başını evet hayır anlamında sallamıyor, evet hayır tepkisi yok
- çok seyrek bay bay yapıyor, neredeyse hiç
- bazen komut almıyor, dediğimizi duymamış gibi davranıyor
- bazen tek parmak değil tüm eliyle işaret ediyor
- ekolali yapıyor
- anne, baba diye seslenmiyor. ayrıca örneğin 'anne al' demiyor da 'anne alsın'diyor.
- özbakım fonksiyonlarını hep ben yapıyorum
ayrıca daha önceki yazılarda anlattığım durumları anlattım. Normalde çok daha sosyal ve iletişime açıkken ilaç azaltma ve nöbet döneminde çok kapanma oldu. Şimdi biraz daha iyi ama bu sorunlar var.
Berta Hanım'ın bana yaptığı yorumlar:
- Epilepsili çocuklarda çok dikkatli olmalıyız. Nöbetler ve ilaçlar zaman zaman gelişimde sorun yaratır. Yerine konulamaz şeyler değildir ama gerilemeleri veya yeterince gelişmeyen noktaları hemen tespit edip toparlamamız gerekmektedir. Düzenli olarak bir gelişim uzmanı görmenizi de öneririm.
- Bu kadar yoğun endişe çocuğa çok zarar verir. Annesi aşırı endişeli çocuklarda 2 tip tepki gelişir. Ya onlar da çok endişeli olurlar ve karşımızda olmadık şeylerden korkan aşırı aşırı temkinli bir çocuk buluruz ya da kendilerini endişe anlarında anneden gelen sinyallere kapatırlar. Bu da çok tehlikeli, herhangibir sorun anında kendini dünyaya kapatan bir insana dönüşürler. Aman dikkat!!
- Sakın test etme. (ben konut alıyor mu, sorularıma cevap veriyor mu, parmağıyla gösteriyor mu diye test edip durduğumu söylemiştim) Oyun içinde doğal akışında yap herşeyi. Biz burada sorun gördüğümüz çocukta sorun gelişimde mi yoksa ilişkide mi diye çözmeye çalışırız. Bazen annenin test durumuna karşı çocuk ondan komut almayı bırakır veya anne ile aralarında özel bir ses tonu vb vardır, anneden başka kimseden alamaz vb.
- Parkta seni bırakıp başka insan ve çocuklarla ilgilenmesi, konuşması, sorular sorması, etrafındaki dünyanın farkında olması otizm ihtimalini azaltıyor (burada çok önemli bir noktayı yazmam lazım, aksi durum geçerli değil, bunları yapmazsa otistik demek değildir kesinlikle, sadece bunları yapması otistik olmadığını düşündürür)
- otizmin en düşük noktasını (adını söyledi ama hatirlamıyorum) düşünirsek espri yapıyor olması o ihtimali de azaltır, çünkü mecaz anlayabildiğini gösterir, otizmde bu yoktur.
- Otizmin bittiği yerde PDD NOS başlar. (sonra da hiperaktivite) Bir ihtimal o olabilir. Bu çocukların iletişim becerileri diğerlerine göre daha yavaş gelişir. Kreş/okul ve sizin ilginizle rahatlıkla hayata uyum sağlar.
- Bütün anlattıklarında bana en kritik görünen nokta kout almadakı zayıflık oldu. Bu da otizm vb değil, sizin herşeyi onun yerine yapıyor olmanızı göstermesi nedeniyle kritik. Test etmeden onun da birşeyler yapmasını sağlayın.
- Bu yaşta çocuklar her zaman bay bay yapmayabilir, çok takılmaya gerek yok.
- Önce Poyraz'ı görelim. Sen endişelerinden sıyrıl. Önemli birşey var gibi görünmüyor. Olanı da yaşı da çok küçük rahatlıkla çözeriz.
- Meme, uyku, kendini besleme gibi konularda da çok rahatlatıcı önerilerde bulundu. Herşeyi tek tek yap. Hiçbiri için geç kalmış değilsin. Memeyi kesebiliyorsan gündüzleri kes, uyku için emmeyi tatilden önce kesmeni önermem, tatilde o zayıf noktan olacak aman uyusun ya da gece ağlamasın diye geriadım atarsan yoyoya çevirmiş oluruz ve kötü olur. Tatilinizi yapın gelin, sonra uykuyu kes.
Bu yaşta çocuktan çatal kaşık kullanmasını bekleme. Önce diğer sıkıntıları çöz. Alıştırmayı önüne yemeğini koyup, geri çekilme şeklinde yapma. 2 tabak hazırla. Ona da eliyle yiyebileceği şeyler ver. O onları yerken sen çatal/kaşıkla destekle. 'Aa kendin yedin bak' vb teşviklerle gittikçe çatal kaşığa da geç.
Çıktığımda doğru yerde olduğumu biliyordum. Size anne diyebilir miyim Berta Hanım? (hayır kesinlikle annem olacak yaşta değil ama olsun!) Endişelerimden sıyrılmış ve yol haritamı çizmiştim.
Bir sonraki görümemize kadar geçen 1.5 haftada benim rahatlığım, kreş ve biraz da ona farklı yaklaşmam onda birşeyleri değiştirdi. Biz Poyraz'a gerçekten çok az komut veriyorduk. Bunu başka arkadaşlarıma baktığımda da görmeye başladım. Bizden çok daha küçük çocuğu olanlara bile. Biraz daha hayat onu katınca o da komutlara çok daha iyi karşılık vermeye başladı. Kreşte sağladığı uyum çok iyiydi. Okulun pedagogu Poyraz'la oynadığı br günün sonunda Poyraz'ın mental olarak yaşından çok ileride olduğunu söyledi.
Cızırdayan birşeyler hala vardı ama içim rahattı. Son görüşme ve sonuç daha sonra ama çok da endişelenecek birşey olmadığı anlaşıldı umarım (son yazıyı ertelemek için kendime zemin hazırlıyorum :) )
Son olarak da 'normal'lik ve etiketlerle ilgili şu çok güzel ve kısa bir yazıyı, ama bahsi geçen videoyu bulamadık: işte bu yazı
6 yorum:
Banu e biraz dinlenin gercekten. Iyi tatiller!
Deney canı:
Berta süpersin.. Tanımam etmem ama benim düşündüklerimi söylemiş..:))))
Merhaba, şans eseri blogunuza düştüm ama Berta hanıma hayran kaldığımı ben de söylemek isterim. Bilgi, deneyim ve biraz da torpulenmis egoyla çok iyi doktorlar olunuyor anlaşılan.
Son zamanlarda otizm hakkında epey okudum. Öyle titreyerek korkulacak bir şey değil aslında. Birey topluma kazandirilabiliyor çünkü.
Sağlıklı günler dilerim.
Gulcin, sen bile yoruldun degil mi bizim maceralardan? :)
Deney cani :)) guldurdun beni :))
Gulus, haklisiniz. İlk gittigim pedagogun muayenehanesindeki kurumsal hava ile berta hanim'inkinin mutevazi ve sadece fonksiyonu karsilamaya yonelik havasi bile oyle farkliydi ki. Asagi yukari ayni sonuca ulassa bile bazi seylerin nasil soylendigi cok onemli oluyor. Asil fark bu belki de.
Otizm konusunda da haklisiniz. Ozellikle kucuk yasta tespit edilir ve calismaya baslanirsa cok fark yaratiliyormus. Her halukarda zor ama korkmadan karalar baglamadan egilmek gerekiyor konuya.
Teesekkurler
merhaba! Bir pdd-nos annesiyim ve herseyden once pdd-nos'un otizm spektrumunun icinde oldugunu belirtmem gerekiyor. Otizm korkulacak bir durum degil. Sadece daha "zor", daha "yorucu" ve daha "yipratici". Otizm oylesine buyuk ve genis bir spektrum ki ne yazik ki internette ya da kitaplarda yer alan kriterler kadar ciddi sorunlar yasamasaniz da tani almaniza yetebiliyor. Asla gecistirirlmemesi gereken ve acilen terapilere baslanmasi gereken bir durum. Ne kadar erken, o kadar iyi sonuc. Benim cocuguma tani kondugunda 2,5 yasindaydi ve oldukca hafif bir durumdaydi. Su anda konusmasi cok iyi, matematigi mukemmel, zeka durumu ise yasitlarinin cok ustunde. Ancak insan iliskileri ve olaylara tepkileri "farkli". Cabuk heyecanlanabiliyor, duyulari bizlere gore cok daha fazla calisiyor ve hiperaktivitesi zaman zaman artiyor. Cok yol aldik ama alacak bir o kadar yol daha var. "Birseyi yoktur", "benim cocugum da gec konustu", "erkek cocuklar gec konusur", "seninki cekingen" gibi sozlere sakin kanmayin! Zaman kaybetmeyin. Eger otizm yoksa bile kaybedeceginiz tek sey birkac terapi seansi. Oysa ki otizm (ya da pddnos) var ise kazanacaginiz bir omur. Sorunuz varsa bana mail atabilirsiniz. 3 yildir bu isin icindeyim. Adres, kisi ismi, terapi sekli, tani sekli, cocugun durumu... ne olursa... sevgiler...
İsigi tutmak, yorumunuz icin tesekkur ederim. PDD NOS un otizm sprktrumda olup olmadiginin hala tartisilmakta oldugunu ama benim o kisma takilmama gerek olmadigini soylemisti berta hanim. İsimden ziyade ne yasandigi onemli aslinda galiba.
Soylediklerinizde cok haklisiniz ben de o yuzden yaz basindan beri pedagog pedagog gezmekteyim. Gectigim yollar dogru mu yanlis mi bilemiyorum ama sonucta vardigimiz yer beni tatmin etti. Aslinda firsat bulup son gorusmeyi de yazabilsem daha anlamli olacak. Ama sonuc olarak bir yargiya vardik fakat izlemeye ve her an degerlendirmeye devam durumundayiz. Son yaziyi da yazdigimda size mail atar haber veririm, onu da okumua olursunuz ve o cercevede danismak isterim.
Sizin icin her seyin gittikce daha az yipratici olmasini umarim. Boyle ozel annelik yolculuklarinda simintilar buyuk olsa da sevinclerin de cok cok daha yogun yasandigini dusunuyorum, sevinciniz bol olur umarim.
Yorum Gönder