26 Kasım 2011 Cumartesi

Banyo yapan bir filin hissettirdikleri

Yazin Ozguranne'yle pek tatli bir sabah kacamaginda kahvemizi yudumlarken anlatmisti arkadasini. Hikayesini, hastaligini ve yapmaya calistiklarini.

Nurturia'da asamalari izledik yavas yavas. Bir parmagimizi oynatip katkida bulunabilmis degiliz ama yine de bizim aplikasyonumuz o. Ben ona 'duygulandirici aplikasyon' diyorum.

- Genel olarak insanlarin, biraz daha ozel olarak kadinlarin daha ozel olarak annelerin azim ve inancla ne guzel seyler yapabildiklerini gorup hem gurur duyuyor hem de fena halde ozeniyorum.
- Hikayenin yazari olan babanin artik hayatta olmadigini bilmek yuregimi fena halde sizlatiyor. Indirip heyecanla izlerken hikayede babanin resmini gorunce nedense gozume birsey kaciverdi aniden...
- Poyraz'in hem sevdigi hem de eglendigi birseyin elimdeki telefonun icinde oluvermesi cok hosuma gidiyor. Bir de ille vicdan yapacaksam, hani 'aman da gelisimine katki olmazsa olmaz yalebbim' noktasinda olsam (ki degilim :) ) icindeki oyunlarla el goz koordinasyonu, ince motor, sebep sonuc iliskisi gelistiriyoruz. e zaten hikaye guzel, resimler guzel. Daha ne olsun...

Kitap hem ingilizce, hem turkce. Ucretsiz. Iphone, Ipad ve Androidlerde calisiyor.

Filin Banyosu'nun hikayesini programcisi Ozguranne'nin dilinden suradan okuyabilirsiniz.

Siz de hemen indirmek isterseniz:


Filin Banyosu

Hem Türkçe, hem İngilizce uygulama


iPhone, iPod touch için: http://itunes.apple.com/tr/app/filin-banyosu/id480530911?mt=8
iPad için :http://itunes.apple.com/tr/app/filin-banyosu-hd/id480534889?mt=8

Android :https://market.android.com/details?id=com.betikus.filinbanyosu

Elephant's Bath


iPhone, iPod touch :http://itunes.apple.com/tr/app/elephants-bath/id482034586?mt=8

iPad : http://itunes.apple.com/tr/app/elephants-bath-hd/id482040393?mt=8

Facebook: http://www.facebook.com/ElephantsBath

24 Kasım 2011 Perşembe

Cumhurbaskani'na Sorabilmek

Somali'de 3 ac turk bloguna yazdim. Onumuzde kucuk de olsa birsey yapabilecegimiz 1-2 gun var. Etkisi olursa, kardesimi getirmese de bir devlet yetkilisini bu konuda konusmak durumunda birakmak iyi gelecek sanirim..

http://somalide3acturk.blogspot.com/2011/11/cumhurbaskanina-sorabilmek.html

17 Kasım 2011 Perşembe

Mutsuzluktan Kacarken Robota Donusmek

Herkesin sikinti ile mucadele yolu farkli. Herkesin farkli cesitlerdeki sikintilarla mucadele yollari da birbirinden farkli elbet. Misal ben, kucuk sikintilarda (mesela Erol 2 gunlugune yurtdisina gidecek olsa) acayip veryansin eder, mizildanir da mizildanirim. Buyuk sikintilarda ise herseyi bastirmaya calisirim. Buyuk bir aciyi kendimi birakip sonuna kadar yasayacak olsam kaldiramayacagimi bilirim, kendimi 'energy saving' moduna geciririm.

Bu ne demek: Sanirim antidepresanlarin da en azindan bir kisminin yaptigi sey: Duygularinin tamamini minimumda tutmaya calismak. Kalbine, hisseden yerlerine hic dokunmamak. Bu, ozellikle duygularini dolu dolu yasamayi seven ya da sevmese de dogasi oyle olan bir insan icin fazlaca zorlu bir tecrube. Kosmayi cok seven bir atlete, hala kosma yetisi ve enerjisi de varken, kosarsan yasayamazsin denmesi gibi.

Duygulanan yerlerine dokunmamak icin oncelikle hayatini da son derece sig ve renksiz yasamak zorundasin. Muzik dinleyemiyorum. Muzik, en azindan iyi muzik insanin bir yerlerine dokunur. Ya huzunlenirsin ya da icin kipir kipir olur nese dolar. Huzunluleri dinlemeyi coktan biraktim ama neselileri dinlerken de cok sacma birsey yaptigimi hissediyorum. Duygulari olmayan bir insan icin muzik cok anlamsiz birseymis, ben bunu gordum bu donemde. Duygulardan arindirilmis muzik guzel bir matematigi olan hos sesler butunu gibi. Duygulardan kacinilirken muzik ya bu tarife uyuyor ya da fena halde tehdit oluyor.

Film tavsiye edildiginde hemen 'uzucu birsey var mi?' diye soruyorum. Bu nasil bir sanat anlayisidir yalebbim? Dunyanin en iyi filmi olsa (ne demekse o da), huzunlu deseler kalsin diyorum. Keza kitap secimlerimi de buna gore yapiyorum, onceden okuyan birini bulup uzucu birsey olmadigini teyid etmeden hicbir kitabi okumuyorum. Utanc verici.

Ama daha once de dedigim gibi, sadece uzulmeyyeim, diger duygulrim dursun yanimda olmuyor. 'kederlerden uzaklastim, simdi nese saciyorum' olayi kulliyen yalan. Kederden kaciyorsan nese de sacamiyorsun, sactigin nese yalan oluyor. Cunku kalbini bir duyguya kapattiysan diger duygular da eksik. Mutsuz olmama mucadelesindeki bir insanin sen kahkahalar atma ihtimali cok dusuk. bahar geldi diye yollarda sekerek yurume ihtimali de. yeni birine asik da olamaz o insan (ki bu evli bir kadin icin cok da buyuk bir kayip olmayabilir :) )

Bu bir bedel. Icinde bulundugun durumun sana hissettireceklerini sonuna kadar yasamayi goze alamiyorsan odeyecegin bir bedel. Insaniyetinin azalmasi. Icindeki sevginin de azalmasi. Bir nevi duyarsizlasma. Robotlasma. Yazik...

Sanirim Fuat dondukten sonra frenden ayagimi hizla cekiverince, yavrulamis bir kus gorunce sevincten taklalar atan, arkadasinin tirnagi kirilsa honkurerek aglayan, sarkilarda masalarin ustunde danseden ya da hemen bir raki koyup 'seviyorum ulan' diye kadehi masalara vuran bir insana donusecegim. Ya da kullanilmayan organlarin kuculmesi lanetine ugramissam hayatimi bir robot olarak surdurecegim.

Hepsine raziyim. Kardesim gelsin artik...

4 Kasım 2011 Cuma

'Cekilebilirsiniz memeler'

Ohoo, daha bir suru yazi vardi yazacagim ama yazamadim. Tadim da yok zaten. Ne yazayim. Ama Nurturia araciligiyla tanidigim 6 guzel anne beni de aralarina alip guzel bir blog kurdular. www.7anali7oglan.com. Ben pek yazamam dedim aslinda, hatta oyle dedigimi de sebepleriyle surada tekrar yazdim. Ama sonra, emzirmeyi nasil biraktigimi yazmam gerektigini (evet tabi ki gerekiyor :P) ve o sitenin bunun icin iyi bir adres oldugunu dusunup zorladim kendimi ve surada da onu yazdim.
Yeterince konustum sanki bu aralar, iyi seyler soyleyene kadar susabilsem ama susamam da. Bakalim...