19 Mart 2012 Pazartesi

Normalligin Pesinde 5: Hala pesindeyiz...

Poyraz, Berta Hanim'a yaptigimiz ve detaylarini surada anlattigim gorusme sirasinda ve sonrasinda Turkiye'de krese gidiyordu. Cok mutluydu. Ogretmenleri ve kresteki pedagog cok olumlu yorumlar yapiyordu genel hali hakkinda, hersey cok iyiydi.

Eylul'de Dubai'ye geldik. 3 ay akrabalar ve cumbusun arasindayken bir anda buraya gelince bir tadi kacti zaten. Bir de hayatinin ilk agir gribini yasadi. 1 hafta atesini 39un altina bile zor dusurduk. Igne, antibiyotik, dr ziyaretleri bitmek bilmez ilaclar falan filan. Cok yorgun ve keyifsiz oldu. 1 donem onceden yazdirdigim krese hastaliktan dolayi 1 hafta gecikmeli olarak basladi. Basladiginda atesi dusmustu ancak hala cok yorgun ve keyifsizdi, ilaclari da devam ediyordu. Cok agladi. Krestekiler birak aglasin dediler. Biraz oyle biraz boyle denedik. Bu arada ben kreste agladigi halde ilgilenilmeyen bir cocugu gordugumden cok tedrgin olup 'aman ha cok aglatmayin poyraz'i, cok aglarsa beni arayin, cok stres olmasini istemiyorum. epilepsi mepilepsi' diye her gun uyarilar yaptim. Sonunda annesi ayri dert, oglu ayri dert dediler galiba ve 'poyraz henuz okula hazir degil diye dusunuyoruz, bu donemi sizle katilacagi faaliyetlerle gecirip sonra okula yazdirsaniz daha iyi olur' dediler. Cok uzuldum. Dogruydu soyledikleri. Gereksiz zorluyordum Poyraz'i. Okula hazir olup olmamak farkli bir konu ama o zaman dogru bir zaman degildi. Aglattigim yaklasik bir haftanin izlerini cok zor sildik. Uzun zaman surekli kucagimda gezdi. Tuvalete bile giremez oldum. Bazi anne cocuk aktivitelerine katildik, orada bile kucagimdan zor indi ve benim kulagimde Berta Hanim'in 'otistik cocuklar toplu aktivitelerde, parklarda vb annelerinin kucagindan hic inmezler' benzeri ifadesi kulaklarimda cinladi hep. Mutsuzdum.

Ocak ayi icin bir baska krese yazdirdim. Orada 'birkac gun ben yaninda kalacagim ki ogretmene alissin' diye bastan soyledim. Oyle de yaptik. Ogretmenini sevdi. Yalniz birakmaya basladigimda agladi ama aglamadigi anlar da oldu! Kreste cok yogun ilgi gosterdiler, sakinlestirmek icin birebir ilgilenildi hep. Kutuphaneye goturup kitaplar okundu. Cok uzun bir ugras doneminden sonra (arada hastalanip bir sure krese gitmeyip sil bastan yapmak da isleri zorlastirdi) aglamayi birakti. Aglamayi birakmasinin 3. gununde kardesim Fuat'in kurtuldugu haberi geldi (bilmeyenler icin o hikaye blogun her yerinde ama kurtulusu surada) ve biz Turkiye'ye gidip 1.5 ay kaldik. Oradayken yine krese verdim. Dondugumuzde de buradakine sorunsuz adapte oldu tekrar.

Sonucta aslinda bizim icin en onemli sey cocuklarla bir arada olabilmesi. Ancak hala ve daima soru isaretleri var. Soyle ki:

- Hala sen ve ben'i ters kullaniyor. Bazen simdiye kadar hic duzeltmemis olmamizin da etkisi oldu diye dusunuyorum. Yanlis oldugunu dusunmesi icin hicbir sey yapmadik. Simdi duzeltince kiziyor. Ama Turkiye doneminde hafif hafif dogru kullanimlara da basladi. Kendisi hala ya 'sen' ya da 'poyraz' ama bize de 'sen' diyor cogunlukla. (bunu verir misin, neredesin vb)
- Evet, hayir sorularina hala yanit yok. Bu cok zor birsey ve tadimi kaciriyor.
- Bazi sorulara da yanit yok tabi. Bazen duvarla konusuyor gibi oluyoruz.
- Cocuklarla grup aktivitelerine katiliyormus, beraber oynuyor, taklit ediyormus kreste ama yine de bir beceriksizlik var o iletisimde, anlatmasi zor ama farkli birsey var.
- Ozellikle uyaran az oldugunda ve yorgun oldugunda kendi kendine manasiz ve bazen tekrar eden konusmalar cok fazla yapiyor.
- Insanlarla iletisimi de cok basarili degil. Ilgi gosteriyor ama beceremiyor bence.

Baba (ki kendisi fazlasiyla iyimser bir kisidir) bir sorun olmadigini dusunuyor. Ogretmenleri de bazen yalniz oynamayi tercih edebiliyor ama tum cocuklar oyle diyorlar. Ama bir sorun oldugunu, ozellikle yasitlariyla karsilastirinca ben gorebiliyorum. Eskiden daha konusmaya yeni basladiginda bile cok daha anlamli diyaloglar kurabiliyorduk, simdi cok kisir bir cercevede diyaloglarimiz.

Neyse, anlatmam cok zor. Ama bir seylerin yanlis oldugunu biliyorum. Berta Hanim yaptigimiz Skype gorusmesinde cocuklarla iletisimi nasil kurduguna gore degerlendirelim demisti. Yazin tum bunlarin uzerinden tekrar gececegiz. Bir ismi var mi bu durumun yoksa sadece zamanla gececek bazi davranis bicimleri mi onu degerlendirecegiz ve ona gore aksiyonlari belirleyecegiz.

Bir suredir cok mutluydum. Yururken falan arada mutlulukla sekiyordum resmen. Bunun kullanmaya basladigim antidepresan'in da etkisi olabilecegini cunku bu kadar asiri mutlu olmamin garip oldugunu dusunuyordum. Ama birkac gundur Poyraz icine kapandi nedense ve iste benim o mutlulugu azaldi. Demek ki mutlu oldugum icin mutluymusum :)

Mutluluk her neyse hayatimizda hep olsun umarim, birazcik gittiginde de ihtimali yakinlarimizda olsun. Normallik, sen de buralarda dursan fena olmaz ama bize teget geciyorsan da ne yapilacaksa yapip yine keyfimizi kacirmayacagiz.

Sosyal gelisim bozukluklariii, sana yenilmeyecegiiim!!! :)))

Normalligin Pesinde 4: rahatlatici bir gorusme

Taa ne zaman baslayip bitirmedigim bugun bitirmeye karar verdim. Aslinda bitmeyecek cunku hala 'sonraki maclara bakacagiz' durumundayiz ama en azindan gunumuze getireyim bir. Poyraz'in sosyal gelisimi ile ilgili sorular ve sorunlarimizi surada, surada, surada anlatmistim.

Gecen yaza donecek olursak, uzun arayislardan sonra gittigimiz Berta Hanim'in Poyraz'a gorusmesi cok olumlu gecti. Berta Hanim su sebeplerden dolayi Poyraz'in otizm skalasinin herhangi bir yerinde olmadigini dusundugunu soyledi:

- muayenehaneye girip Berta Hanim'i gorunce ona hemen gulumsedi, gozlerinin icine bakti. Erol, havayi yumusatmak icin 'hadi danset' dedi (hamamda kadinlar nasil bayilir yavrum modeli bir aileyiz) Poyraz gulerek dansetmeye basladi.
- oyuncaklarla oynayisi gayet olmasi gerektigi gibiydi, bizim baslattigimiz oyunlari da devam ettirip katilim gosteriyordu.
- iletisim kuruyordu.
- bir ara oyun oynanan odadan cikip soyle bir muayenahanede gezinmek istedi kendi kendine. Sonra biraz karanligi gorunce dondu. Hem gezmek istemesi hem karanlik oldugunu gorup donmesi iyi isaretler.
- komut aliyor, sorulara yanit veriyor.
- yabanci bir yerde olmak
yi, odada bir yabancinin olmasini bir tehdit olarak algilamadi bu onda stres yaratmadi, hemen oyuncaklarla oynamaya basladi.

Bunlarin sonucunda ozel olarak bir terapiye ihtiyaci oldugu gorusunde olmadigini, cocuklarla daha cok vakit gecirmesinin iyi olacagini soyledi. Bize de evde yapmamiz icin bazi egzersizler verdi.

- Sen ve ben'i ters kullaniyordu, duzeltmeyin ama hep vurgularak kullanin ben ve sen ifadelerini dedi.
- Ayna onunde sizin yuz ifadesini taklit ettirme oyunu oynayin dedi.
- asla test etmeden ama daha cok komutla onu daha cok hayatin icine katin dedi.
- Bol bol kart oyunlari oynayin. Karsiliklilik ve ogrenme acisindan cok faydalidir.

Ayrica epilepsili cocuklarda ilaca baslama, birakma veya doz degisikligi donemlerinde ayrica nobet oncesi ve sonrasi donemlerde bu sekilde otizm endisesi yaratacak boyutta ice kapanmalar olabilecegini, Poyraz'da yasadigimizin buyuk ihtimalle bu oldugunu soyledi.

Izlemeye devam, endiselenmeden yogun bir ilgiyle problemleri cozecegiz. Dubai'deyken de skype, e-posta vb yontemlerle Berta Hanim'a gelismeleri paylasmaya devam edecegiz.

Yuzumuz gulerek keyifle ayrildik oradan.

O zamandan bu zamana olanlari ayrica yazayim....

8 Mart 2012 Perşembe

Dunyayi Degistirebilecegine Inanmak

Turkiye'den donerken Poyraz'in kresindeki 3 ogretmenine ve okulun idari islerine bakan ve Poyraz'in cilgin aglama doneminde bana psikolojik olarak cok guzel destek veren Michelle'e, Ipek Hanim'in Ciftliginden mis kokulu hediyelik sabunlar alip getirdim. Cok hoslarina gitti. Aradan 1-2 hafta gectikten sonra dun Michelle bana bir zarf verdi, agzi kapali. Bir kart var icinde dedi. Poyraz'i almis eve goturuyordum. Sonra bakabildim. Sabun icin tesekkur karti yazmis. Ne kadar hosuna gittigini, kendisini simarttigini falan. O kadar sevdim ki kart yazmasini. Bana tesekkur etmesini falan degil de sozcuklerle yetinmeyip boyle bir incelik de yapmaya ugrasmasini. Yani isin benle ilgili kismini degil, onla ilgili kismini. Hayati guzellestirme motivasyonunu.

Boyle kadinlar var. Mesela Dubai'de Pinar diye bir arkadasim var. Evine gitseniz, her santimetrekaresine dokunmustur evinin. Bir sofrasina otursaniz, 5 dk da hazirlaniveren bir sofra ne kadar siirsel gorunur anlarsiniz. Gulsum de oyledir mesela, universite arkadasim. Birak kendi evini benim evimi bile guzellestiriverir gelince. Bize yemege geldiyse ve masayi onunla topluyorsak benim kendi kendime topladigimdan daha temiz ve duzenli oluverir her yer. Pinar'in annesi ve hatta anneannesi de oyleymis, ben tanismadim ama taniyan biri soyledi. Enerji ve yasama motivasyonu dolu. Gulsum'un annesi de oyledir. Guclu ve hayatindaki insanlarin yasamina dokunan bir kadindir.

Biraz 'travma sonrasi (stres degil ama) cosku bozuklugu' biraz lustral etkisi galiba cook uzun zamandir ilk kez ben de kendimde o motivasyon ve gucu buluyorum. Bunun kalici olmasini ve bu duygunun Poyraz'a da gecmesini istiyorum. Hayati, dunyayi degistirebilecegine inansin istiyorum. Bu inanc, iyi amaclara hizmet ederse mutlaka mutlaka hayata bir guzellik katar.


Dunyada daha buyuk seyler icin mucadele vermis ve bir arkadasinin mutfagindan cok cok daha buyuk seyleri degistirmis kadinlar da var elbet. Neyse ki var. Herseye butun engellemelere ragmen, kendinde degisim yaratma gucu bulan kadinlar. Dunya erkeklerin dunyasi deniyor bazen. Kesinlikle katilmiyorum. Su an dunyayi erkekler yonetiyor gibi gorunebilir ama bu biz kadinlar buna razi oldugumuz icin. Inancla hareket eden bir kadinin herhangi bir erkekten cok cok daha buyuk seyler yapabilecegine inancim sonsuz. Su an dunyadaki tum cirkinlikler biz kadinlar oyle olmasina goz yumdugumuz icin oyle. Goz yummamaliyiz. Elimiz her nereye uzaniyorsa oradaki cirkinlikleri ortadan kaldirabilecegimizi bilmeliyiz. Bu yemek masamizsa o da olur, onu onemsemiyorsak ne bileyim mahallemizdeki ac kedilerin durumu mesela. Yaptigimizi kucumsememeli ama elimizin aslinda daha otelere de uzanacagini da hep bilmeliyiz. Hic bir sey yapamiyorsak, eger anneysek buna inanan cocuklar yetistirmeliyiz. Biz degistiremezsek bizden sonraki nesil, o olmazsa ayni inanci tasiyan bir sonraki nesil buyuk degisimler yaratacak. Biz dogru tohumlari atmaliyiz.

Bunlari dusunup dururken bu sabah okudugum kitapta (Terry Eagleton- Ideoloji - Ayrinti Yayinlari) rastgeldigim su paragraf cok anlamli geldi:

'Ideolojik acidan hic kimseye 'su katilmamis bir budala' denemeyeceginin bir kaniti da 'ikinci sinif' diye nitelenen insanlarin aslinda 'ikinci sinif' olmayi ogrenmek zorunda kalmalaridir. Bir kadin ya da somurge tebasi icin, yasamin asagi bir formu olarak tanimlanmak yeterli degildir: ayni zamanda, onlara bu tanimin etkili bir sekilde ogretilmesi ve onlardan bazilarinin bu surec icerisinde parlak mezunlar olarak sivrilmesi gerekir. Insanlarin kendilerini ilkel ve kalin kafali durumuna dusurmede ne kadar kurnaz, becerikli ve zeki oldugunu gormek hayret verici. Bu 'edimsel celiski' kuskusuz, bir anlamda politik umitsizligin kaynaklarindan birisidir; ama ayni zamanda, kosullar uygun oldugunda, hakim duzeni yenilgiye de ugratabilecek bir celiskidir.'

6 Mart 2012 Salı

Kitap Yorumu- Beni Asla Birakma


Uzun zaman once cok sevdigim bir arkadasim hediye etmisti. Huzunlu oldugu icin Fuat dondukten sonra okumayi planladigim kitaplardandi. Adina bakarak, icinde bulundugum ruh halinin de etkisiyle bir geminin ardindan aglayarak mendil sallayan bir kadinin hikayesi gibi geliyordu biraz. Okumadigim iyi olmus, ruhum zaten calkalanirken bu kitabin yarattigi sisli havayi kaldirmam zor olabilirdi ama kitabin konusunun benim dusundugumle ilgisi yokmus. Hatta ismi oyle dusundurse ve icinde ask olsa da bir ask romani degilmis.

Kitabin yazari Kazuo Ishiguro. Babasinin isi nedeniyle 5 yasinda Japonya'dan Ingiltere'ye tasinip egitimini orada tamamlayan Japon bir yazar. Bu kitap da yazildigi yil Time dergisi tarafindan ingilizce yazilmis en iyi 100 kitaptan biri secilmis. Daha once ayni yazarin Avunamayanlar kitabini okumus ve onunla ilgili yorumumumu da surada yapmistim.

1. tekil sahis anlatiyor kitabi. Kathy H. . 12 yildir bakiciyim, biliyorum uzun diyeceksiniz gibi bir girisle basliyor bizle konusmaya. Bakicilik nedir, 'bagiscilar' ile ne kast ediyor, kime bakiyor anlamiyoruz ilk anda. Anlatma kaygisinda degil Kathy. Kendi bugununde durmus, gecmisini aniyor. (onunun bugunu bizimkinde uzun yillar sonra ama kitap bir bilimkurgu havasinda yazilmamis) Zamanda gidip gelerek. Yillar sonra karsilastigi Tommy ve Ruth la beraber egitildikleri Hailsham'i anlatiyor. Hailsham, ogrencilerinin dunyaya tamamen kapali olarak 'gozetmenler' tarafindan egitildikleri, spor ve sanata cok onem verilen, ogrencilerin cok sik araliklarla saglik kontrolunden gectigi bir 'okul'. Okudukca goruyorsun ki Hailsham'daki ogrencilerle ilgili 'ozel' bir durum var, onlari 'ozel' yapan birsey. Ne oldugunu anlatma derdinde degil Kathy. Ya da okulda onlara da yapildigi gibi hersey 'hem anlatiliyor hem anlatilmiyor'. Ama eger sonuca odakli bir okuyucu degilseniz kitaba sizi ceken bunun meraki falan olmuyor. Onlar icin hayat nasil aktiysa o akisi hissettiriyor yazar bence okuyucuya. Ayni bilinc seviyesi, ayni derecede hem herseyi bilir gibi hem hicbir sey bilmez gibi hissetme hali, ayni sekilde akintiya kapilmis suruklenmek ve birsey yapamamak hatta yapmaya calismamak.

Kitabi bana oneren arkadasim Hande, olanlara mudahale etmek istegi duydugunu, kaderlerini degistirmelerine yardimci olmak istedigini soyledi. Eksisozlukteki yorumlara baktigimda kitaptan cok film konusulmustu, sanirim film daha bilimkurgu tarzinda yapilmis ve yorumlarin cogu onlari silkeleyip 'kacis'a yoneltmek arzusuyla ilgiliydi. Bende ise hic boyle bir duygu olusmadi. YKY yayinlarindan cikan kitabin arka yazisinda yazildigi sekliyle kitap 'yikima goturecegini bile bile kendi kaderini kabullenenlere odaklanmis'. Ben de onlarla beraber kabullendim okurken, mudahale edilemezdi, edilmemeliydi, onlar gibi suruklendim ben de. Belki de o yuzden bu kadar derin izler birakti icimde.

Mutlaka okunmali diyorum. Naif, derin, karakterler cok guzel irdelenmis ve Murat Belge'nin yorumuyla ("Beni Asla Bırakma"da bir anlamda hiç siyaset yok; ama) bir anlamda tepeden tırnağa siyasi. (su adreste Murat Belge'ninki dahil 3 elestiri var aman dikkat Hande Ogut'unki yogun spoiler iceriyor)

Kazuo Ishiguro
Beni Asla Birakma
Ceviren Mine Haydaroglu
YKY
271 sayfa