3 Mayıs 2011 Salı

Ruhun kendini kurtarma mekanizmaları

Eskiden cok hayal kurardim. Kucukken hayal kurma seanslarım vardı, öğle uykusu yapmam beklenen saatler mesela çok uygundu, asla uyumadığım için. Kendimi tamamen kurduğum hayale adayıp içinde bulunduğum gerçeklikten çıkmış olduğum seanslar. Buna uzun yıllar devam ettim, beni çok üzüp çözemediğim konularda çözdüğümü hayal eder biraz mutlu olurdum. Sonra, 'n'oluyoruz ya ben gerçekle hayali ayırd edemez mi oldum, kendi kurduğum hayalle niye mutlu oluyorum enayi gibi' deyip, daha az hayal kurmaya başaladım. Herkes kadar hayalciyim şu anda. Öyle özel seanslarım falan yok, hayallerimle mutlu ya da mutsuz da olmuyorum.

Somalili korsanlar sağolsun, beynimin farklı bir kurtarma (savunma değil bence, kurtarma) mekanizmasını keşfettim. Gemiye el konduğu tarihten beri, sonradan bir türlü gelişemeyen olumlu haberler aldığımız dönemler dışında her an, detaylı tanımlamayayım, olumsuz bir psikolojideyim, diyelim. Fakat dönem dönem yaşanan bazı şeylerle yaşadığım üzüntü, kaygı vb. (yine detaya girmeyeyim) hislerin altında eziliyorum ve kaldıramayacak gibi hissediyorum. Dün yine ezilmiş ezilmiş ve sürünme moduna geçmiştim, azıcık nefes almaya ihtiyacım var, azıcık sevinmeye, artık bittim diyordum.

İşte beynim, bilinçaltım, ruhum her neyse rüyaları yöneten, orada devreye girdi çok güzel bir rüya gördüm. Rüyamda Fuat meğer çok mutluymuş, gemi aşk gemisi gibi birşeymiş, kilo almış, keyifler tıkır. Nasıl sevindim nasıl mutlu oldum. Sabah uyandığımda biraz daha az negatiftim. Deli gibi koşmuş, artık halim kalmamış, ölmek üzereyim derken, durup 2 dakika dinlenmek gibi, yarım saat değil ama, 2 dakika. Hem o dinlenmenin tadına varmış, gerçekte aslında koşmak zorunda olduğun için biraz buruk ama hem de birazcık daha güçlü. Aynı döngüyü ve tam 'dayanamıyorum' derken çok benzer içerikte bir rüya görüp azıcık güç bulma mekanizmasını birkaç kez yaşadım bu süreçte.

Şimdi ben de Özgüranne'ye özenip soruyorum: Sizin var mı böyle başedemediğiniz durumlar için savunma/kurtarma mekanizmalarınız? Kendi yönetiminizde olan veya olmayan? (ama benim özgüranne kadar okuyanım olmadığından şimdi bu linki hemen nurturia'da da paylaşacağım ki oradaki arkadaşlarımın mekanizmalarnı da öğreneyim :) )

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben emrege... Benzer bir durum benim içinde geçerli. 17 yaşımdan bu yana kabullenemedim babamın yokluğunu. Her rüyamda -istinasız- uzak bir yerden dönüyor ve ben zaten ölmemiştim diyor... Ve ben hala onun geleceğine inanıp acımı dindirmeye çalışıyorum...

Adsız dedi ki...

bu olay seni çok üzmüş ve etkilemiş umarım en kısa zamanda işler yoluna girer.annemi kaybettiğimde bende çok üzülmüştüm aniden gelince ölüm insan çaresizleşiyor ne yapacağını bilemiyor.ben çareyi onun ruhu için sürekli dua etmekte buldum.rüyalarıma çok girdi hepsinide gerçek sandım.bir süre sonra yokluğa alıştım zaman herşeyin ilacı istesende istemesende alıştırıyor :(

Banu Özçelik dedi ki...

anladığım kadarıyla rüyalar sadece bilinçaltının dışavurumu değil aynı zamanda bir tür kendini iyi hissetme mekanizması olarak da işlev görüyor. arzuları yansıtırken bir süreliğine yaşatıyor da çünkü. hem iyi hem kötü sanki. emrege baban nur içinde yatsın, çocukça yaşamak sizin de anneniz.

Gulcin dedi ki...

Ben de ayni senin gibiydim Banu uyumadan once en az bir saat hayallere dalar giderdim. Buyudukce (?) azaldi. Keske azalmasaydi.

Senin durumunu tamamen anliyorum diyemem. Cok sukur bu kadar gercekten kacmak zorunda hissedecegim durumlar yasamadim. Ama seni anliyorum da bir yandan. Cunku kardes nasil sevilir biliyorum dahasi sevdigin insana istedigince yardim edememek nasil uzer tahmin edebiliyorum. Ben cok bunaldigimda bazen 2 dakika veriyorum kendime o iki dakika icin diyorum ki bugun guzel ne yasadiysam sadece onu dusunecegim. O 2 dakikanin sonunda sukrediyorum ve diyorum ki nolur nolur icimden gecen de olsun.

Bazen olmuyor ama ben iyi hissediyorum bir de anliyorum ki her kotu gunde beni mutlu eden 2 dakikalik bir sey var. Iyi geliyor.

Cok uzattim kusura bakma. Tum iyi dileklerim sizinle
Sevgiler